Travesti Olmak Çeşme’de Bir Başka
Güneşin teni ısıttığı, rüzgârın saçlara dans ettirdiği bir sahil kasabasında, insanlar genelde sadece tatili görür. Beyaz kumlar, limonlu dondurmalar, rengârenk elbiseler… Ama Çeşme’de travesti olmak, bunların çok ötesinde bir duygu. Bazen bir sahilde yürürken ayağının altındaki serinliği hissedersin; bazen de o sahilde yürüyememenin ağırlığını. İşte bu, Çeşme’de travesti olmaktır.
Kalabalık İçinde Yalnız, Yalnızlık İçinde Güçlü
Tatilde herkes biraz rahat, biraz özgür olur. Ama sen özgürlüğün hâlâ bir bedeli olduğunu bilerek yürürsün sokaklarda. O şort boyunu iki kez düşünürsün. Gözleri görmezden gelmeye çalışırsın. Ama sonra güneş sana da doğar, çünkü alışmışsındır gülümsemeyi öğrenmeye. Gözlerini kaçıranlardan değil, göz göze gelenlerden güç alırsın.
Çeşme, başka hiçbir yere benzemiyor. Bir yandan tatil beldesi diye “rahat” görünen ama aslında hala her bakışta seni süzen, seni kalıba sokmaya çalışan insanlarla dolu. Diğer yandansa akşam güneşiyle birlikte başlayan başka bir dünya var. Biraz ruj, biraz cesaret… Hepsiyle gecenin içine karıştığında, artık kimseye bir şey kanıtlamak zorunda değilsin.
Gecenin Ruhu: Kendin Olabildiğin Tek Yer
Çeşme’nin bazı sokakları var ki, sanki sırf seni anlamak için orada duruyorlar. Sahil kenarında bir banka oturup denize bakarken, bazen gözünden yaş değil, makyajının sızısı akar. Ama sonra yan masadaki bir çift sana gülümser… O an anlarsın: Görünmek sadece bakılmak değilmiş, varlığın kabul edilmiş gibi hissedersin.
Bazen bir yabancı gelir yanına. Merak eder. Sorar. Önce çekinerek, sonra hayranlıkla… “Gerçekten sen misin?” diye. Evet, sensin. Hem de en gerçek hâlinle. Çünkü travesti olmak Çeşme’de biraz daha görünür, biraz daha yalnız ve bir o kadar da dirençlidir.
Rüzgârla Geldik, Dalga Gibi Yayıldık
Çeşme’de travesti olmak; rüzgârla gelen bir kadının şehrin ritmine ayak uydurmasıdır. Herkes plaj havlusu sererken, sen görünmezliğini sıyırıp “ben de buradayım” dersin. Bazen kahkahalarla, bazen yalnızlıkla… Ama her defasında daha güçlü.
Çeşme’de travesti olmak, sadece var olmak değildir. Hayatta kalmaktır. Görünmeyi, sevilmeyi, yürümeyi, susmayı… Her şeyi baştan öğrenmek demektir. Ama sonunda ne olursa olsun, gökyüzü herkesin üstünde mavidir. Sen yeter ki gökyüzüne bakmaktan vazgeçme.
Çünkü gerçekten…
Travesti olmak Çeşme’de bir başka.
Yaz günü hafiften akşam serinine dönmeye başladığında, Çeşme’nin ara sokaklarında sessiz ama dikkat çekici bir figürle karşılaştım. Elinde dondurma, ayağında topuklular, çantasını omzuna ustalıkla savurmuş biri: Lara. Biz yürümeye başladık, sohbet kendiliğinden aktı. İşte Çeşme’de travesti olmanın iç sesiyle yapılmış bir söyleşi.
– Seni tanıyabilir miyiz biraz, Lara kimdir?
Lara: Ben Lara… Aslında adımı kendim seçtim. Eskiden çok suskundum, çok küçüktüm içimde. Şimdi Lara olarak dünyaya daha cesur bakıyorum. 29 yaşındayım, İstanbul’da doğdum ama son 2 yıldır yazları Çeşme’de yaşıyorum.
– Neden Çeşme?
Lara: Çünkü burada rüzgâr başka esiyor. Geceleri denizin kokusuyla karışıyor, insan biraz kendine karışıyor. İstanbul boğuyor insanı, burada biraz daha özgür hissediyorum. Herkesin gözü üzerimde ama bu gözler beni öldürmüyor. Sadece izliyor.
– Çeşme’de travesti olmak nasıl bir duygu?
Lara: Karmaşık. Hem görünürsün, hem görünmez. İnsanlar sana bakar ama çoğu gerçekten görmez. Ama gece olduğunda başka bir enerji yayılıyor. Sahil yürüyüşlerinde, bir kafede otururken ya da sadece göz göze geldiğin biriyle… O küçük anlar sana “buradayım, yaşıyorum” dedirtiyor. İşte o anlar için buradayım.
– Korktuğun anlar oluyor mu?
Lara: Olmaz mı? Her yere açık bir kalple çıkamazsın. İnsan bazen ayakkabısının sesinden bile çekinir. Ama yine de devam edersin. Çünkü görünmek, yaşadığını hissettirmek zorundasın. Korkarak ama inatla yürürsün.
– Peki seni burada en çok mutlu eden şey nedir?
Lara: Çocukların gülümsemesi. Beni travesti olarak görmüyorlar, sadece “renkli abla”yım. Ve bazen yaşlı bir teyzenin, “ne güzel giyinmişsin kızım” deyişi… İşte o zaman içimde bir şeyler yerli yerine oturuyor. O anlarda kabul ediliyorum, insan olarak.
– Sana göre travesti olmak ne demek?
Lara: Travesti olmak, hayatta kalmak demek. Ama aynı zamanda özgürlükle mücadele etmek. Günlük hayatın içinde kaybolmamak, görünmek. Kırılgan olmak ama asla parçalanmamak. İnsanlar sanıyor ki biz sadece süslenip çıkıyoruz. Oysa her makyaj, her takma kirpik, bir duvar daha yükseltiyor içimizde. Ama o duvarların arkasında hâlâ çocuk yanımız var.
– Son olarak bu yazıyı okuyanlara bir şey söylemek ister misin?
Lara: Bizi sadece görün. İlla anlamaya çalışmak zorunda değilsiniz. Ama yargılamadan bakmayı deneyin. Belki bir gün aynı kafede otururuz, aynı gün batımına birlikte bakarız. Kim bilir…
Sohbetin sonunda Lara bir gülücük bırakıp sokak lambalarının altına doğru yürümeye başladı. Rüzgâr elbisesini savururken, topuk sesleri Çeşme gecesinin ritmine karıştı. Belli ki o, kendiyle barışmıştı. Belki de bu yüzden… Travesti olmak Çeşme’de bir başka.