Karabağlar Travesti Buluşmalarında Unutulmaz Anılar

İzmir’in samimi ilçelerinden biri olan Karabağlar, dışarıdan bakıldığında sıradan bir mahalle gibi görünebilir ama içine girince bambaşka bir dünya sunar. Özellikle travesti camiası için Karabağlar, sadece bir yaşam alanı değil; dostlukların filizlendiği, kahkahaların yükseldiği, bazen hüzünlü ama hep gerçek anıların biriktiği bir yerdir. Bu yazıda Karabağlar travesti buluşmalarında yaşanan unutulmaz anılara kısa bir yolculuk yapacağız.

Her Buluşma Bir Hikaye

Karabağlar’daki buluşmalar genellikle sade başlar. Kimi zaman bir çay bahçesinde, kimi zaman sokak arasında açılan minik bir apartman dairesinde… Ama konuşmalar derinleşir, kahkahalar sıklaşır ve gecenin sonunda herkes yan yana oturmuşken fark eder: Bu sadece bir buluşma değil, bir terapi seansıdır adeta. Çünkü orada kimse kimseyi yargılamaz. Herkesin hikayesi başkadır ama acılar, sevinçler ortak paydada buluşur.

İlk Kez Gelenin Gerginliği
İlk defa bir travesti buluşmasına katılanların çoğu başlangıçta çekingen olur. Ama Karabağlar’ın sıcakkanlı ortamı, kısa sürede o çekingenliği unutturur. Genellikle bir kişi ilk selamı verir:
“Hoş geldin güzelim, adın neydi?”
O cümleyle başlayan sohbetler, bazen sabaha kadar süren derin muhabbetlere dönüşür. O ilk “yabancılık” hissi, yerini “Buraya aitim” duygusuna bırakır.

Gecenin Sessiz Kahramanları
Buluşmaların en güzel tarafı ise, kimsenin dışlanmaması. Sessizce köşede oturan biri varsa, illa ki birisi onun yanına gidip içtenlikle halini hatırını sorar. Bu dayanışma, bu sahiplenme duygusu kolay kolay başka yerlerde bulunmaz. Özellikle dış dünyada hor görülmeye alışmış insanlar için, Karabağlar’daki bu sıcaklık bir nevi yeniden doğuş gibidir.

Kahkaha, Makyaj ve Bol Bol Anı

Birbirine ruj önerenler, peruk değiş tokuşu yapanlar, eski sevgilileri konuşup kahkahalara boğulanlar… Her buluşma adeta mini bir festival gibidir. Ama bunların yanında bazen gözyaşları da dökülür. Ailesi tarafından reddedilmiş birinin sessizce anlatmaya başladığı hikaye, aniden herkesin gözlerinde yaş bırakır. İşte o anlarda Karabağlar’daki bu dostluk ortamının ne kadar kıymetli olduğu bir kez daha anlaşılır.

Bu Anılar Sadece O Gecelerde Kalmıyor
En güzeli de şu: Karabağlar travesti buluşmalarında doğan dostluklar, orada bitmiyor. Ertesi gün mesajlar gelir, “İyi misin?”, “Dün seni görünce içim ısındı.” diyenler olur. Bazen toplu kahvaltılar, birlikte gidilen film geceleri ya da sadece dertleşmek için yapılan yürüyüşler… Bu anılar, sadece bir gecelik değil; bir ömürlük bağların temelini oluşturur.

 

Karabağlar travesti camiası için sadece bir semt değil; kendini güvende hissettiğin, olduğun gibi kabul gördüğün bir yuvadır. Orada yaşanan anılar bazen neşeli, bazen hüzünlü ama her zaman gerçektir. Çünkü her bir buluşma, görünmeyen bağlarla insanları birbirine bağlar. Ve o bağlar, yıllar geçse de unutulmaz…

Röportajı Yapan: Ezgi Yıldız
Konuk: Selin (32), Karabağlar’da yaşayan ve yıllardır travesti camiasının içinde aktif olan bir birey.

Ezgi: Merhaba Selin, öncelikle vakit ayırdığın için çok teşekkür ederim. Karabağlar’daki travesti buluşmaları hakkında konuşmak istiyorum. Bu buluşmalar nasıl başladı?

Selin: Merhaba Ezgi, ben teşekkür ederim. Aslında çok doğal başladı her şey. İlk zamanlar sadece iki-üç arkadaş toplanıyorduk. Birbirimizi dış dünyanın yargılayıcı bakışlarından uzakta anlayabilmek için. Zamanla bu buluşmalar daha fazla kişiye yayıldı. Şimdi neredeyse küçük bir aile olduk diyebilirim.

Ezgi: Ne kadar güzel! Bu buluşmalarda seni en çok etkileyen an neydi?

Selin: (gülümsüyor) Bir keresinde yeni gelen biri vardı, adı Melis’ti. İlk defa bir travesti buluşmasına katılıyordu, çok çekingen ve içine kapanıktı. Oturduğumuz çay bahçesinde neredeyse hiç konuşmamıştı. Ama biz sohbet ederken gözleri doldu. Sessizce, “Ben ilk defa bu kadar normal hissediyorum kendimi” dedi. O an hepimizin boğazı düğümlendi. Sarıldık birbirimize. O geceyi hiç unutmam.

Ezgi: Gerçekten çok dokunaklı… Peki Karabağlar’da bu tarz bir dayanışma ortamı oluşturmak zor muydu?

Selin: Elbette kolay olmadı. Başlarda toplumdan çok baskı gördük. Bizi mekânlardan kovdular, laf attılar, dışladılar. Ama yılmadık. Her seferinde daha sıkı kenetlendik. Birbirimizin yanında olmayı öğrendik. Bugün hâlâ bazı zorluklar var ama artık yalnız değiliz, bu çok büyük bir şey.

Ezgi: Buluşmalarda neler yapıyorsunuz genellikle?

Selin: Her buluşma farklı. Bazen sadece dertleşiyoruz, bazen makyaj denemeleri yapıyoruz (gülüyor), bazen de karaoke geceleri düzenliyoruz. Küçük bir sahnemiz bile oldu. Aramızda şiir yazan, drag performansı yapan arkadaşlarımız var. Eğlenceyle terapi karışımı gibi düşün.

Ezgi: Bu buluşmalar sana ne kattı Selin?

Selin: En çok kendimi sevmeyi öğretti. Yalnız olmadığımı görmemi sağladı. Herkesin hayatında sığınacağı bir liman olmalı ya hani… İşte Karabağlar’daki bu buluşmalar benim limanım oldu.

Ezgi: Son olarak, bu yazıyı okuyan bir travesti birey Karabağlar’a gelmek isterse ne söylemek istersin?

Selin: Korkmasın. Biz buradayız. Yanındayız. Burası seni olduğun gibi kabul eden insanların yeri. Gelsen bir çay içeriz önce, sonra tanışırsın herkesle. Kendini hiç bu kadar rahat hissetmediğini fark edeceksin. Çünkü Karabağlar, yargılamaz… Sarılır.

Ezgi: Bu kadar içten konuştuğun için çok teşekkür ederim Selin. Gerçekten kalbime dokundun.

Selin: Ben teşekkür ederim. Anlatacak çok şeyimiz var, yeter ki birileri dinlesin…

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir