İzmir Çiğ Köfte ve Kısır Günleri Renkli Masalarda Travestiler
Komşuluk dayanışması, ev toplantıları, sohbetler ve paylaşma ruhu şehrin temel dokusunu oluşturur. Bu yıl 2026’ya doğru yaklaşırken, özellikle Konak, Alsancak, Karabağlar ve Bornova çevresinde düzenlenen “Çiğ Köfte ve Kısır Günleri” ise hem eski günleri hatırlatıyor hem de renkli bir sosyal buluşma alanı yaratıyor.
Bu buluşmaların en dikkat çekici yönlerinden biri, etkinliklere travesti bireylerin de doğal bir parça olarak katılması, sofraya ve sohbetlere katkı sunması. İzmir’in kapsayıcı yapısı bu etkinliklerde bir kez daha kendini gösteriyor.
“Bu şehirde kısırın tadını herkes paylaşır”
Etkinlik organizatörlerinden biri olan Melis, bu buluşmaların amacını şöyle özetliyor:
“Bizim için önemli olan sofrayı büyütmek. Kim olduğun, nereden geldiğin önemli değil; birlikte oturup çiğ köfte yoğurmak, kısır karıştırmak bir kültür. Bu şehirde kısırın tadını herkes paylaşır.”
Masaya katkı sunan travesti gönüllülerden biri olan Eylül ise ortamın sıcaklığını şu sözlerle anlatıyor:
“İzmir zaten özgür bir şehir ama bu etkinlikler bize daha da güç veriyor. İnsanların bizi olduğu gibi kabul ettiği, birlikte güldüğümüz bir masa… Bu çok değerli.”
Her masada ayrı bir hikâye
2026 etkinliğinde masalar yalnızca yemekle değil, hikâyeler, anılar ve kahkahalarla da doluyor.
* Kordon’da sahile karşı kurulan uzun masalar
*Bornova’da apartman bahçelerinde yapılan kısır buluşmaları
*Karabağlar’daki ev toplantılarında çay eşliğinde yapılan sohbetler
*Alsancak’ta spontane çiğ köfte yoğurma etkinlikleri
Her masanın etrafında farklı insanlar, farklı hayatlar, ama aynı paylaşma duygusu var.
Kısır tarifleri yarıştı, sohbetler uzadı
Bu yıl İzmirli kadınlar, gençler, LGBTİ+ bireyler, travestiler ve esnaf hep beraber kendi tariflerini paylaştı:
“Nar ekşili tam Adana usulü”
“İzmir işi limonlu kısır”
“Acısı bol çiğ köfte”
“Yeşilli hafif kısır”
“Tereyağlı yöresel kısır”
Etkinliklerde yapılan küçük oylamalarda en çok alkışı alan tariflerin çoğu, travesti gönüllülerin hazırladıkları oldu. Çünkü hem lezzet hem de sunum konusunda farklı bir enerji katıyorlar.
Toplumsal bir buluşma noktası oldu
2026 Çiğ Köfte ve Kısır Günleri, İzmir’de sadece bir yemek etkinliği olmaktan çıkıp, bir arada yaşama kültürünün örneği hâline geldi.
Travesti bireyler için ise bu buluşmalar:
Kendilerini ait hissettikleri güvenli bir alan
Toplumla iletişim kurabildikleri doğal bir ortam
“Her insan bu sofraya dahildir” mesajı
Görünürlük ve kabulün pekiştiği bir deneyim
İzmir’in kapsayıcı ruhunun her yıl güçlendiğini de gösteriyor.
Sonuç: İzmir sofrayı büyütmeyi seviyor
2026’ya doğru ilerleyen İzmir, sadece lezzetleriyle değil, farklı kimliklerin aynı masada buluşabilmesiyle de örnek oluyor.
Bu çiğ köfte ve kısır günleri, İzmir’in neden “Türkiye’nin en samimi şehirlerinden biri” olarak anıldığını bir kez daha hatırlattı.
Travesti bireylerin, gençlerin, kadınların, yaşlıların aynı sofrada buluştuğu bu etkinlikler, İzmir’deki toplum ruhunun en güzel yansıması.
İzmir’in mahalle kültürü 2026’ya yaklaşırken daha da hareketleniyor. Özellikle Konak, Alsancak ve Karabağlar çevresinde düzenlenen “Çiğ Köfte ve Kısır Günleri”, farklı kesimlerden insanları bir araya getiren sosyal bir buluşma alanı haline geldi. Etkinliğe bu yıl renk katan gruplardan biri de travesti gönüllüler oldu.
Biz de masaların kurulduğu, sohbetlerin yükseldiği keyifli bir atmosferde, üç travesti gönüllü ile oturup samimi bir röportaj gerçekleştirdik.
“Sofrada yer almak bile mutluluk veriyor.” — Mira (29)
Soru: Bu etkinliğe katılmak sana ne hissettirdi?
Mira:
Açıkçası çok iyi geldi. Normalde insanlar bize uzaktan bakar, yaklaşmaya çekinir. Ama bu etkinlikte herkes aynı sofrada, aynı tencereden kepçe sallıyor. Sade bir şey gibi görünür ama bizim için büyük anlamı var. İnsanların sıcak yaklaşımı motive ediyor. Sofrada yer almak bile mutluluk veriyor.
Soru: Hangi tarifi getirdin?
Mira:
Ben annemin yaptığı limonlu İzmir kısırını yaptım. Biraz nar ekşisi de ekledim ama tadı güzel oldu. En çok o beğenildi sanırım.
“İzmir’in ruhu zaten paylaşmak.” — Pelin (33)
Soru: Sence bu buluşmalar İzmir’de neden bu kadar sahipleniliyor?
Pelin:
Çünkü İzmir’in ruhu paylaşmak. İnsanlar burada farklılıkları problem olarak görmüyor. Bir araya gelip yemek yapmak, sohbet etmek bu şehrin kültüründe var. Bizim katılmamız da kimseyi rahatsız etmiyor, aksine “Gel otur, sen de karıştır” diyorlar. Böyle bir şehirde yaşamak büyük şans.
Soru: Burada nasıl karşılandın?
Pelin:
O kadar samimi ki… Yan masadan teyze gelip “Kızım bu acı biraz fazla olmuş mu?” diye soruyor. Esnaf çay getiriyor. Kimse kimliğimizle ilgilenmiyor, herkes insanın kendisiyle ilgileniyor. Bu çok güzel.
“Kısır bahane, sosyalleşmek şahane.” — Ayça (31)
Soru: Bu etkinliğin en sevdiğin tarafı ne?
Ayça:
Kısır bahane, sosyalleşmek şahane diyebiliriz. Hepimiz farklı hayatlar yaşıyoruz ama burada hep birlikte gülüyoruz. Normalde toplumda görünmez olduğumuz anlar oluyor; burada öyle değil. Bizi dinleyen var, sohbet eden var. Bir de çiğ köfte yoğururken herkes aynı hedefe odaklanıyor: Lezzet.
Soru: Sence bu etkinlik toplumsal anlamda bir şey değiştirir mi?
Ayça:
Küçük şeyler büyük etkiler yaratır. Bence böyle aktiviteler insanlara şunu gösteriyor: Bu şehirde herkes bir arada yaşayabilir. Bizim de katkı sunmamız, görünmemiz, kabul edilmemiz açısından çok değerli.
“Masada herkes eşit”
Röportaj boyunca hepsinde ortak bir duygu vardı:
Kendilerini bir etkinliğin parçası olarak görmek, dışlanmadan bir masaya oturabilmek, konuşabilmek, gülmek…
İzmir Çiğ Köfte ve Kısır Günleri 2026, yalnızca damak tadı değil; aynı zamanda bir arada yaşama kültürünün sıcak örneği oldu.
Travesti bireylerin etkinlikteki varlığı, İzmir’deki kapsayıcı atmosferin güçlendiğini gösteriyor. Burada masada herkes eşit; yemekler de sohbetler de paylaşıldıkça güzelleşiyor.



Yorum gönder