Göz Göze Geldiysen Unutamazsın Konak Üçyol’da Travesti Etkisi

İzmir’in kalbi Konak’tır derler, ama ruhu Üçyol’da atar. Hele ki geceleri…
Bir kaldırım kenarında, ışığın tam da altında, biriyle göz göze gelirsin.
Gülümsemez belki, ama bakışıyla hikâyesini anlatır.
İşte o an anlarsın:
Bir travestiyle göz göze geldiysen… unutamazsın.

Bu Şehrin Işıltısı Başka
Üçyol, diğer semtlerden farklı. Sokak lambaları biraz daha titrek, ama bir o kadar da içten. Buradaki insanlar hızlı yürür, ama gözleriyle çok şey söyler. Travesti bireyler ise bu sokaklara sadece yürümeye değil, iz bırakmaya gelir. Saçlarıyla, kokularıyla, kıyafetleriyle… ama en çok da duruşlarıyla. Kendini kabullenmenin, direnmenin ve cesaretin en net haliyle.

Ben bir gün yürürken tanıştım o bakışla. Önyargıyla değil, merakla bakan bir çift gözle karşılaştım. O an, yıllarca içime attığım her şeyi gözlerim anlatmaya başladı. Bir şey demedim. Ama benden aldı, anladı. İşte bu yüzden göz göze geldin mi, geçip gidemezsin.
O gece göz göze geldik, sabaha kadar düşündü beni. Eminim.

Üçyol’da Travesti Olmak

Travesti olmak, sadece bir kimlik değil; bazen başlı başına bir mücadeledir.
Bir apartmandan içeri girerken hızla kapıyı kapatmak zorunda kalırsın.
Bazen sırf gülümsedin diye laf atılır.
Ama bir yandan da, o gülüş birinin gününü güzelleştirir.
Birinin karanlık sokaktaki tek ışığı olur.

Biz Üçyol’da görünmez değiliz.
Tam aksine, fark edilmek için değil, kendimiz olmak için parlıyoruz.
Topuk seslerimiz kaldırıma ritim tutar, parfümümüz sokaklara siner.
Ve her geçen gün, biraz daha yer ederiz bu şehirde.

Bir Daha Göz Göze Gelirsek…
Eğer bir gün yine karşılaşırsak, sadece bakma.
Gülümse.
Selam ver.
Belki bir hikâyeye ortak olursun, belki de sadece insan olmanın ne demek olduğunu bir kez daha hatırlarsın.

Çünkü bazen bir bakış, bir önyargıyı yakar, bir kalbi ısıtır.
Unutma, bu şehirde bazı gözler vardır ki…
Bir kez denk geldin mi, unutamazsın.

Söyleşi: Deniz A. | Katılan: Melis (Travesti Birey)

Konak Üçyol…
Biraz gölgeli, biraz gürültülü ama oldukça hayat dolu.
Bu kez Üçyol’un geceye bakan yüzünü, o sokakların tanıdığı bir isimden, Melis’ten dinledik. Saçları bakımlı, sesi yumuşak ama kelimeleri net: “Göz göze geldiysen unutamazsın, çünkü biz sadece bakmayız; içinden geçeriz.”
Biz sorduk, Melis içini döktü.

Deniz: Üçyol’da yaşamak nasıl bir duygu senin için?

Melis: Açık konuşayım mı? Üçyol benim için hem sahne hem savaş alanı. Her gün topuklularla sokaklarda yürümek kolay değil. Ama yürüyorsam, korkmadığımdandır. Birçok insan gözlerini kaçırır benden, ama bazıları… hani derler ya, göz göze geldiğinde zaman durur. İşte onlardan bahsediyorum. O anda beni gerçekten görenleri unutamam ben.

Deniz: “Göz göze geldiysen unutamazsın” diyorsun, neden?

Melis: Çünkü biz gözlerimizle anlatıyoruz her şeyi. Benim kimliğimi, mücadelemi, acımı, inadımı… hepsi gözlerimde. Bir travestinin bakışı, sıradan bir bakış değildir. İçinde hem aşk vardır, hem direnç, hem de biraz korku. Bunu hisseden biri bir daha unutamaz. Kalır içinde.
Ben bazen birini sadece bakışımdan utandırdım, bazen de iyi ki varsın dedirttim. O yüzden evet: Göz göze geldinse, unutamazsın.

Deniz: Peki, insanlar seni daha çok nasıl hatırlıyor sence?

Melis: Önce kokumla, sonra bakışımla. (Gülüyor)
Parfümüm iddialıdır, evet. Ama insanlar kokudan çok duruşu hatırlar. Ben eğilmem, saklanmam. Bazen sadece bir sigara içişimi izleyen biri, günler sonra tekrar karşılaştığımızda “seni geçen gece görmüştüm” diyor. Görülmek güzel bir şey ama tanınmak başka bir şey. Ben tanınmak istiyorum, yargılanmadan.

Deniz: Üçyol’da seni en mutlu eden şey ne?

Melis: Dürüst olayım mı? Gece yürürken karşıdan gelen birinin hafif gülümseyip başını sallaması. Bazen tek bir selam bile insanı yaşatır. Göz göze geliriz, o bana “senin varlığın bu sokakta anlamlı” der gibidir. İşte o zaman “iyi ki buradayım” derim.

Deniz: Son olarak, bu yazıyı okuyan birine ne söylemek istersin?

Melis: Kim olduğumla ilgili fikrin olabilir, ama önce gözlerime bak.
Önyargıdan önce bir bakış, bir gülüş ver.
Unutma, biz zaten yıllarca unutulduk. Ama artık unutulacak değiliz.
Ve eğer bir gün Üçyol’da yürürken biriyle göz göze gelirsen…
Ben olabilirim. O bakışı unutma.

Melis, son cümlesini söyledikten sonra çantasını omzuna attı. Hafif bir tebessümle yürümeye başladı. Arkasında sadece kokusunu değil, karanlık sokaklarda bile parlayan o bakışını bıraktı. Ve haklıydı: Göz göze geldiysen… gerçekten unutamazsın.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir