Karşıyaka Travesti Tatil Planları

Sabahın ilk ışıkları Bostanlı sahiline vurduğunda, kumlar ısınmaya başlar… İzmir’in bu neşeli ilçesi, travesti bireyler için yalnızca bir tatil rotası değil, kendin olabilmenin huzurunu sunan bir sığınak. İster tek başınıza, ister dostlarla gelseniz de Karşıyaka, size şunu fısıldayacak: “Hoş geldin, burası senin evin.”

1. Konaklama: “Ev Gibi Bir Sıcaklık”
Karşıyaka’da LGBTQ+ dostu mekanlar, sizi yargılamadan kucaklıyor:

Butik Oteller: “Gökkuşağı Pansiyon”, sahibi Defne’nin deyimiyle “Çatısında çay içip hayatı sorgulayacağınız” bir sığınak. Her sabah kahvaltıda mahalleliyle sohbet edebilir, akşamları bahçede gitar eşliğinde şiir dinleyebilirsiniz.

Ev Kiralama: Yerel travesti topluluğunun işlettiği “Deniz Kokulu Evler”. Balkonunda çamaşır asarken bile komşunuz size “Günaydın” diye seslenecek.

Not: “Güvenli alan” arayanlar için, pansiyon sahipleri size mahalledeki en samimi kafelerin listesini verecek.

2. Sahil Keyfi: “Kumlar Sizin, Deniz Hepimizin”
Bostanlı Sahili: Sabah koşuları, akşamüstü bisiklet turları… Burada mayo seçiminiz kimseyi ilgilendirmez. Sahil şeridindeki “Gülümse Kafe”, trans çalışanlarıyla ünlü. Siparişinizle birlikte gelen not: “Kahveniz şekersiz, hayatınız tatlı olsun.”

Mavişehir Plajı: Ailelerin yoğun olduğu bir plaj ama endişelenmeyin! “Renkli Şemsiye” adlı LGBTQ+ dostu bölümde, güneşlenirken yanınıza birinin “Merhaba” demesi an meselesi.

İpucu: Plajda yalnız kalmak istemeyenler için her perşembe “Kumda Sohbet” buluşmaları düzenleniyor.

3. Gece Hayatı: “Dans Işıkları Altında Özgürlük”
Kırmızı Gece Kulübü: Karşıyaka’nın kalbinde, travesti bireylerin sahne aldığı bir eğlence merkezi. Sahibi Lara, “Burada kimse ‘erkek’ ya da ‘kadın’ giyimine takılmaz. Dans etmek istiyorsan, sadece kalbini getir,” diyor.

Sokak Festivalleri: Yaz boyunca Alsancak’tan taşan “Renkli Sokaklar Festivali”, Karşıyaka’ya da uğruyor. Travesti sanatçıların performansları, sokak tiyatroları ve “kimsenin kimliği sormadığı” bir dans pisti…

Hatırlatma: Gece takside dönmek isteyenler için LGBTQ+ dostu ulaşım ağı “Gökkuşağı Taksiler” hizmet veriyor.

4. Kültür ve Sanat: “Ruhunu Besle”
Queer Sanat Galerisi: Karşıyaka çarşısında, travesti sanatçıların eserlerini sergileyen “Renkli Fırça”. Ressam Eylül, “Bu galeri, bizim hikayelerimizin sessiz çığlığı,” diyor.

Yaz Akşamı Söyleşileri: Her cuma, sahilde bir araya gelen toplulukla felsefe, şiir ve “var olma mücadelesi” üzerine sohbetler.

Öneri: Sahilde bir şiir defteri dolaşıyor. Siz de duygularınızı yazın, bir sonrakine ilham verin!

5. Dayanışma ve Güvenlik: “Yalnız Değilsin”
7/24 Destek Hattı: “Pembe Hat”, tatiliniz boyunca size rehberlik edecek. Plajda tacizle karşılaşırsanız, “Hemen ara, ekibimiz yolda,” diyorlar.

Yerel Dostlar: Karşıyaka’nın esnafı, “Gökkuşağı Rozeti” takıyor. Bu rozet, “Ben güvenli bir limanım,” demek.

Not: Mahallelinin gözde mekanı “Dayanışma Kahvesi”nde her cumartesi, travesti bireylerle söyleşi var. Bir fincan kahve, size yeni bir dost kazandırabilir.

Röportaj: Bostanlı sahilinde çaylarımızı yudumlarken buluştuğumuz Eylül, Alsancak’ta bir kafede sanatını anlatan Deniz ve Bornova’da gönüllü öğretmenlik yapan Melis… Her biri farklı bir hikaye, ama hepsinin ortak bir mesajı var: “Var olmak, direnmektir.”

1. Eylül: “Bostanlı Sahilinde Bir Özgürlük Yolculuğu”
Soru: Bize kendinizden bahseder misiniz?
Eylül: (Gözlerini denize dikerek) Ben 28 yaşında bir trans kadınım. Ama asıl hikayem, 15 yaşımda evden kaçıp bu sahilde sabahladığım gün başladı. O gece, bir balıkçı bana simit verdi ve “Güneş doğmadan önce her şey değişir,” dedi. Şimdi ben de balıkçı tezgahında çalışıyorum. Müşteriler bana “Eylül Abla” diye sesleniyor. O simit, bana sadece karnımı doyurmadı; umudu da öğretti.

Soru: İzmir size ne ifade ediyor?
Eylül: Bu şehir, bana “sen de varsın” diyen tek ailem. Sahilde yürürken kimse dönüp bakmıyor. Ama bir de… Hastaneye gittiğimde “Kaydınızda erkek yazıyor,” diyen o soğuk ses. Yine de pes etmiyorum. Çünkü Bostanlı’da her sabah güneş yeniden doğuyor.

2. Deniz: “Alsancak’ın Sokaklarında Bir Sanat Direnişi”
Soru: Sanatla nasıl buluştunuz?
Deniz: (Fırçasını temizlerken) Çocukken, babam duvarlara çizim yaptığım için beni döverdi. “Erkek çocuk resim mi yapar?” derdi. Şimdi Alsancak’ta bir sokak sanatçısıyım. Duvar resimlerimde hep travesti tarihini anlatıyorum. Geçenlerde bir kadın yanıma geldi, “Resminiz kızıma ilham oldu,” dedi. İşte o an, babamın sözlerini unuttum.

Soru: En çok neye öfke duyuyorsunuz?
Deniz: “Travesti” kelimesinin bir hakaret gibi kullanılmasına. Oysa benim resimlerim, bu kelimeyi bir onur mücadelesine dönüştürüyor. Alsancak’ta bir duvara “Kimliğimiz Renklerimizdir” yazdım. Ertesi gün, bir genç yanıma gelip “Teşekkürler,” dedi. Bu, tüm öfkemizi alıp götürdü.

3. Melis: “Bornova’da Bir Umut Işığı”
Soru: Gönüllü öğretmenlik neden bu kadar önemli?
Melis: (Defterindeki çocuk çizimlerini göstererek) Bir kız öğrencim vardı, 14 yaşında. Ailesi onu “farklı” olduğu için evden attı. Ona matematik öğretirken, bir gün “Melis Hoca, siz benim ilk rol modelimsiniz,” dedi. İşte o an, her şeye değdi. Bornova’da bir okulda değil, bir direniş alanında öğretmenlik yapıyorum.

Soru: Toplumun size bakışı nasıl?
Melis: Bazen bir veli, “Çocuğuma dokunma!” diye bağırıyor. Ama öğrencilerim koridorda “Melis Hoca bizimle!” diye pankart açtığında, anlıyorum ki değişim küçük adımlarla geliyor. Bornova’da bir çocuğun gözlerindeki ışık, tüm nefreti söndürüyor.

Ortak Soru: “Sizce İzmir Neden Farklı?”
Eylül: Çünkü burada deniz, insanın yüreğindeki acıyı alıp götürüyor. Sahilde yürürken, “Eylül, çay içmeye gel!” diyen esnaf sesi… Bu, İzmir’in müziği.

Deniz: Alsancak’ta bir kafenin camına “Translar giremez” yazıldığında, ertesi gün mahalleli o camı gökkuşağı renklerine boyadı. İzmir, sessiz kalmıyor.

Melis: Bornova’da bir öğrencim, “Hocam, siz olmasaydım okulu bırakacaktım,” dedi. İzmir, işte bu umut cümleleriyle farklı.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir