İzmir’de Yapılan Sokak Söyleşisinde Travesti Ayrıntısı
İzmir’de bir YouTube kanalı, her zamanki gibi sokak röportajı yapıyordu. Konu da oldukça sıradandı — ekonomi, gençlik, aşk, biraz da gündelik dertler… Derken mikrofon, beklenmedik birine uzatıldı. Kendini “travesti” olarak tanıtan genç bir kişi, öyle içten, öyle doğal konuştu ki, o an birden videonun havası değişti.
“Ben Kimseye Zarar Vermiyorum”
Kendine güvenen, sesinde ne öfke ne korku vardı. Sadece bir yorgunluk. “Ben kimseye zarar vermiyorum, sadece kendi hayatımı yaşıyorum” dediğinde, etraftaki birkaç kişi duraksadı. Kimi gülümsedi, kimi sessiz kaldı. Ama o cümle, binlerce izleyicinin kalbine dokundu.
Bu şehirde, belki her gün yanından geçtiğimiz ama hikayesini hiç duymadığımız bir insan konuşuyordu aslında. Samimiydi, gerçekti, filtresizdi.
İzmir’in Farklı Yüzü
İzmir hep özgürlükle anılır ya, işte o gün bunu bir kez daha hissettirdi. Sokakta yürüyen herkesin kendi hikayesi var. Kimisi kahkaha atıyor, kimisi sessizce yaşıyor. Ama İzmir’in havasında bir “kabullenmişlik” var. Bu röportaj da o duyguyu taşıdı. Kimseden utanmadan, korkmadan konuşabilmek… Her yerde kolay değil bu.
Sosyal Medyada Büyük Yankı
Video yayımlandıktan sonra sosyal medya resmen patladı. Kimileri destek mesajı yazdı, kimileri “cesaretine hayran kaldım” dedi. Elbette eleştirenler de oldu ama çoğunluk bu kadar doğal bir konuşmayı “yıllardır duyulmamış bir samimiyet” olarak nitelendirdi.
Bazı kullanıcılar, “Bu röportajlar aslında Türkiye’nin aynası” yorumunu yaptı. Gerçekten de öyle; sokağın sesi bu kadar sade ve güçlü olabiliyor bazen.
Bir Mikrofon, Bir Gerçek
Belki de o gün orada olan muhabir bile fark etmedi ama bu küçük an, bir dönüm noktası gibiydi. Çünkü bazen bir mikrofon uzatmak, birine “sen de konuş” demek bile büyük bir fark yaratabiliyor.
İzmir sokaklarında o gün bir travesti, sadece kendi hikayesini değil, birçok insanın da içinden geçenleri dile getirdi. Kısacası; sıradan bir röportaj, sıradışı bir gerçeğe dönüştü.
Muhabir: Merhaba, kısa bir röportaj yapıyoruz. Günlük hayat, ilişkiler, biraz da toplum üzerine konuşuyoruz. Katılmak ister misiniz?
Travesti: (Gülümser) Neden olmasın, konuşalım. Zaten herkes konuşuyor, biz de iki kelime edelim.
Muhabir: Teşekkür ederim. Öncelikle İzmir’de yaşam nasıl sizin için?
Travesti: İzmir güzel şehir ya… İnsanlar biraz daha rahat, daha az yargılıyor gibi. Tabii tamamen özgür diyemem ama en azından nefes alabiliyorum. İstanbul’da yaşarken her adımda bakış hissediyordum, burada biraz daha huzurluyum.
Muhabir: Sizi en çok ne zorluyor hayatta?
Travesti: (Derin bir nefes alır) İnsanların önyargısı… Yani ben kimseye zarar vermiyorum, hırsızlık yapmıyorum, kimsenin malına, namusuna dokunmuyorum. Ama sırf “benim gibiyim” diye bazen kötü bakıyorlar. Halbuki herkesin bir hikayesi var, kimse aynı yoldan geçmiyor.
Muhabir: Toplum sizi anlamıyor mu sizce?
Travesti: Anlamak istemiyor. Çünkü kolay olan “yargılamak”. Beni tanımadan konuşuyorlar. Ama bir gün oturup bir çay içsek, herkes fikrini değiştirir. Ben sadece kadın gibi hissediyorum, o kadar. Bu bir hastalık değil, tercih değil. Bu benim hayatım.
Muhabir: İzmir’in diğer şehirlere göre farkı nedir sizce?
Travesti: Burada deniz var ya… İnsan biraz daha sakin oluyor. Bir de sanat, müzik, özgürlük havası var. Yine de bazen gece yürürken korkuyorum. “Acaba biri laf atar mı, takip eder mi” diye… Ama ben korkarak yaşamak istemiyorum artık. Saklanmaktan bıktım.
Muhabir: Çok samimi konuştunuz, teşekkür ederim. Son olarak, bu röportajı izleyenlere ne söylemek istersiniz?
Travesti: (Gülümser) Herkesin kalbinde biraz sevgi olsa, hiçbirimiz bu kadar kırılmazdık. Ben sadece saygı istiyorum. Herkes kendi hayatını yaşasın, yeter.
Sokakta Sade Bir Gerçeklik
Röportaj sona erdiğinde etraftakiler sessizce izliyordu. Kimse gülmedi, kimse yadırgamadı. Belki o an İzmir sokaklarında, küçük bir farkındalık sessizce yer etti.
Bir travestinin sesi, o gün sadece bir mikrofonun ucundan değil, birçok insanın kalbine dokundu.



Yorum gönder