İzmir Seferihisar 2025 Travesti Taarruzu

SEFERİHİSAR – 2025

Sığacık Kalesi’nin rüzgârı hafif esiyor. Meydanda küçük bir sahne, birkaç pankart, etrafta meraklı bakışlar. Sosyal medyada “Travesti Taarruzu” diye dolaşan etkinlik bugün Seferihisar’da; adı sert, niyeti başka: görünürlük, sohbet, önyargıyla yüzleşme.
“Biz buraya kavga etmeye değil, var olduğumuzu saklamadan anlatmaya geldik,” diyor katılımcılardan Ece K. Kısa bir drag gösterisi oluyor; ardından sorusu olanla bir halka kuruluyor. “Taarruz” kelimesi kimi rahatsız ediyor, kimi ise “mizah yollu tersine çevirme” diye açıklıyor. Organizatörler, “Kimseye zarar yok; hedef, duymak ve duyurmak” diye net konuşuyor.

Esnaf tarafında hava sakin. Ahmet K., limonata bardağını tezgâha bırakıp “Kalabalık olunca dükkân da canlanıyor, yeter ki saygı olsun,” diyor. Teos yolu tarafında gezen turistler fotoğraf çekiyor; kimisi kalıyor, kimisi merak edip soruyor: “Bu nedir, neden yapılıyor?” Cevap kısa: “Ayrımcılık azalınca herkes rahat nefes alıyor.”

Belediye yetkilileri güvenlik ve düzen için vardiya planlamış. Sağlık ekibi de hazır. “Seferihisar herkesin evi; farklılık, bu kentin rengi,” notunu düşüyor görevli bir isim. Güneş çekildikçe sahnede açık mikrofon başlıyor. Hikâyeler arka arkaya: işe alımda gizlenen kimlikler, aileyle uzun suskunluklar, sonunda toparlanan cesaret. Alkışlar uzun sürmüyor; abartı yok, tiyatro değil, hayat.

Sosyal medyada etiketler yine kayıyor. Kimi başlık fazla sivri, kimi biraz alaycı. Yine de fotoğraflarda gülümsemeler dikkat çekiyor. “Burada öğrendiğim en basit şey,” diyor Melis D., “bir ‘merhaba’nın önyargıdan hızlı olduğudur.”

Akşamüstü tezgâhlar toplanıyor. Kalanlar çöpleri poşetliyor; meydan eski hâline dönüyor. İş sadece eğlence değildi. Kısa bir gün, birkaç saatlik yakınlaşma. Yarın pazarda yine domates konuşulur, limonun kilosu, denizin suyu. Fakat bugün, “buradayız” demenin sakince söylenmiş hâli kaldı geriye.

Not: Haberde yer alan tanıklıklar ve ifadeler, etkinliğe katılanların rızasıyla, saygı çerçevesinde aktarılmıştır. Hakaret, hedef gösterme ve nefret söylemine yer verilmemiştir.

Röportaj: Derya Aksoy
Yer: Seferihisar, İzmir – 2025 Baharı

Sığacık’ın rüzgârı saçları karıştırıyor, meydanda müzik, renkli flamalar, kahkahalar… Sosyal medyada “Travesti Taarruzu” diye paylaşılan etkinliğin gerçekte ne olduğunu anlamak için buradayız. Mikrofonu, organizasyonun gönüllülerinden Ece ve katılımcılardan Melis uzatıyoruz.

– Öncelikle “Travesti Taarruzu” adı neden seçildi? Oldukça iddialı bir ifade.

Ece:
İddialı evet ama biraz da ironik. Çünkü bize hep “fazla dikkat çekiyorsunuz” diyorlardı. Biz de dedik ki, tamam o zaman görünür olalım, hem de kendi dilimizle. “Taarruz” aslında saldırı değil; mizahi bir ters köşe. Biz kimseye saldırmıyoruz, sadece var olduğumuzu saklamadan söylüyoruz.

– Peki, Seferihisar bu etkinliğe nasıl tepki verdi?

Melis:
Açıkçası beklediğimizden daha ılımlı geçti. Buradaki insanlar alışık, İzmir’in o özgürlük havası gerçekten hissediliyor. Esnaf bile yanımıza gelip “renk kattınız” dedi. Bir iki şaşkın bakış dışında kimse rahatsız olmadı.

– Etkinlik boyunca neler yapıldı?

Ece:
Küçük bir sahnemiz vardı. Drag performansları, kısa konuşmalar, şiir okumaları… Ama asıl amaç eğlence değil, konuşabilmekti. İnsanlar gelip sorular sordu. Bazısı “neden böyle giyiniyorsunuz?” diye sordu, biz de samimi samimi anlattık. Diyalog olunca ön yargı eriyor.

– “Taarruz” kelimesine takılanlar da olmuştur sanırım?

Melis:
Oldu tabii. Sosyal medyada “saldırı mı bu?” diyenler çıktı. Ama sonra videoları izleyince anladılar ki, ortada ne bir öfke ne bir kışkırtma var. Tam tersine, şarkı söyleyen, dans eden insanlar var. Bizim için “taarruz”, önyargıya karşı nezaketle durabilmek demek.

– Bu etkinlikten sonra hedefiniz nedir?

Ece:
Daha çok konuşmak. İnsanların “travesti” kelimesini yalnızca korku ya da alayla değil, sıradan bir insan kimliğiyle duyması. Belki bir gün kimse bu kelimeye şaşırmayacak. Bizim tek derdimiz bu.

– Son olarak Seferihisar halkına ne söylemek istersiniz?

Melis:
Bizi gördüler, dinlediler, destek verdiler. Bu küçük ilçe koca bir yüreğe sahipmiş. Bir dahaki buluşmada belki herkes el ele olur, kimse kimseyi “farklı” diye ayırmaz. O zaman asıl taarruz başarmış olur.

Yorum gönder