Bir Gülüşle Değişen Algı: Konak Üçyol Travestileri
İzmir’in kalbinde, Konak Üçyol’da her gün binlerce insan yürür aynı sokaklardan. Kimi işe yetişir, kimi kahvesini alır, kimi sadece güneşin tadını çıkarır. Ama son günlerde bu sokaklarda bir şey değişti. Değişim, büyük bir olayla değil; bir gülüşle başladı.
Bir Karşılaşma, Bir Gülüş
Geçtiğimiz hafta Üçyol’daki küçük bir kafede yaşanan bir an, sosyal medyada kısa sürede yayıldı. Kafede oturan iki travesti kadın, çevredeki insanlarla samimi bir sohbetin ortasında görülüyordu. O anlardan biri, çevredeki bir fotoğrafçı tarafından çekildi — kadrajda ne öfke ne önyargı vardı, sadece doğal bir tebessüm.
Kısa süre içinde bu kare, “Bir Gülüşle Değişen Algı” etiketiyle paylaşıldı. Fotoğraf, Konak’ın hoşgörüsünü, İzmir’in samimiyetini ve travesti bireylerin toplum içinde var olma mücadelesini sade ama etkili bir biçimde anlatıyordu.
“Biz de Bu Şehrin Parçasıyız”
Fotoğrafta yer alan bireylerden biri olan Melis, 29 yaşında. O anı şöyle anlatıyor:
“Sadece kahve içiyorduk. Yan masadaki teyze gülümsedi, ben de gülümsedim. Sonra sohbet ettik. Aslında her şey bu kadar basit. İnsanlar konuşmaya başlayınca, ön yargılar yavaş yavaş eriyor.”
Melis’in bu sözleri, Konak’ta yaşayan birçok kişinin kalbinde yer etti. Çünkü bazen bir kelime değil, sadece bir gülüş, uzun süredir örülmüş duvarları yıkabiliyor.
Üçyol’un Sessiz Dönüşümü
Üçyol son yıllarda sadece bir geçiş noktası değil, aynı zamanda sosyal bir paylaşım alanına dönüştü. Sokak sanatçıları, öğrenciler, esnaf ve travesti bireyler burada iç içe yaşıyor. İnsanların birbirine alışması, sessiz ama güçlü bir değişimin işareti.
Bir mahalle esnafı olan Mehmet Bey şöyle diyor:
“Eskiden biraz çekinirdik belki ama şimdi herkes herkesle selamlaşıyor. İnsan tanıdıkça korkusu kalmıyor. Üçyol artık daha renkli, daha doğal.”
İzmir’in Ruhuna Yakışan Bir Hikâye
İzmir her zaman özgürlük kelimesiyle anılır ama bu özgürlüğü yaşatmak bazen küçük anlarda gizlidir. Konak Üçyol travestileri de bu şehirde yalnızca görünür değil; aynı zamanda kabul gören, hikâyesi dinlenen, gülüşüyle fark yaratan insanlardır.
Bir gülüşün ardından başlayan o küçük değişim, belki de İzmir’in en büyük gücünü yeniden hatırlattı: İnsanı insana yaklaştırmak.
Bir Gülüşle Değişen Algı
Yer: Konak Üçyol, İzmir
Konu: Şehirde değişen bakışlar ve insan hikâyeleri
Konak Üçyol’un sessiz ama canlı sokaklarından birinde, akşamüstü güneşi binaların arasından süzülürken bir kafede buluştuk. Masanın karşısında kırmızı rujuyla, kahvesini yudumlayan Melis oturuyor. 29 yaşında, uzun süredir İzmir’de yaşıyor. Kendi deyimiyle “biraz inatçı, biraz da umutlu” bir travesti kadın. Onunla konuşurken fark ediliyor; gülüşü, en savunmasız anında bile güçlü.
Gazeteci: Melis, son zamanlarda Konak Üçyol’da insanların travesti bireylere bakışında bir değişim hissediliyor. Sen ne düşünüyorsun?
Melis: Evet, kesinlikle. Artık daha çok insan selam veriyor. Önceden başını çevirenler bile şimdi gülümsüyor. Bence bu büyük bir şey. Aslında kimseyi ikna etmeye çalışmıyorum, sadece varım. Görülmek bazen en büyük değişimdir.
Gazeteci: Bu değişim neyle başladı sence?
Melis: Bir gülüşle. Gerçekten. Geçenlerde bir kafede oturuyordum, yan masadaki yaşlı bir kadın bana baktı. Eskiden olsa ben de gerilirdim, ama gülümsedim. O da gülümsedi. Sonra sohbete başladık. Torunundan bahsetti, ben kedimden. İşte o kadar. İnsanlar konuşmaya başlayınca, aradaki mesafeler kayboluyor.
Gazeteci: Üçyol senin için nasıl bir yer?
Melis: Güvenli hissettiğim bir yer. Herkesin birbirine alıştığı bir mahalle gibi. Esnaf beni tanıyor, taksici halimi hatırımı soruyor. Burada bazen kötü bakışlar da oluyor ama genelde insanlar sakin. Ben de kendi alanımı koruyorum, kimseye zarar vermeden yaşıyorum.
Gazeteci: Türkiye’de travesti birey olmanın en zor yanı ne sence?
Melis: Yanlış anlaşılmak. İnsanlar bizi hep bir kalıba koymak istiyor. Oysa biz de sıradan insanlarız. Kahve içiyoruz, işe gidiyoruz, sevdiklerimiz var. Ama bir etiket yapıştırıyorlar ve o etiketi sökmek çok zor. En zoru bu.
Gazeteci: Peki seni en çok mutlu eden şey ne?
Melis: Samimi bir bakış. Bir çocuk bana “abla” dediğinde mesela… ya da biri saçımı beğenip içten söylüyor. İşte o zaman diyorum ki; tamam, hâlâ umut var.
Gazeteci: Geleceğe dair hayalin?
Melis: Küçük bir sahne kurmak istiyorum. Belki tiyatro, belki müzik. İnsanlar gelsin, izlesin, ama kim olduğuma değil, ne anlattığıma baksınlar. Çünkü güzellik sadece görünüşte değil, cesarette gizli.
Kahvesini bitiriyor, gözlerini denize doğru çeviriyor. Sokaktan geçenlerin arasında tanıdık yüzler var; kimisi el sallıyor, kimisi durup iki kelime ediyor. Melis’in dediği gibi, Konak’ta artık bir gülüş bile çok şeyi değiştiriyor.
O gülüş, sadece bir tebessüm değil; bir varoluşun, bir kabullenişin simgesi. İzmir’in rüzgârı gibi doğal, ama dokunduğu yeri değiştiren bir sıcaklıkla dolu.
Yorum gönder