Travesti Berceste Selin ile Motifler Üzerine Söyleşi
İzmir’in kendine has bir ritmi vardır. Ne tam aceleci ne de tamamen ağır… Berceste Selin’le buluştuğumuz gün, bu ritim sanki masamıza da oturmuştu. Sessiz bir kafede, etrafı çok izleyen ama az konuşan bir hâli vardı. Konu “motifler” olunca ise kelimeler yavaş yavaş açıldı.
– Motifler senin için ne ifade ediyor?
Benim için motif, sadece bir desen değil. Bir hafıza gibi. Çocukluktan, yaşanmışlıktan, bastırılmış ya da saklanmış duygulardan kalan küçük izler. Bazen bir kumaşta, bazen bir küpede, bazen de bir yürüyüşte karşına çıkar.
– Bu ilgi nereden geliyor sence?
Sanırım küçükken evde gördüklerimden. Annemin sakladığı örtüler, büyüklerin “dokunma” dediği eşyalar… O yasaklılık hissiyle birlikte motifler hep bir anlam kazandı benim için. Süs olmaktan çok, hikâye taşıyorlardı.
– Travesti kimliğinle motifler arasında bir bağ kuruyor musun?
Evet, kesinlikle. Travesti olmak da biraz motifli bir hayat gibi. Dışarıdan bakıldığında tek parça sanılıyor ama içinde çok katman var. Görünenle görünmeyen arasında bir denge kuruyorsun. Motifler de öyle; yaklaştıkça çoğalıyorlar.
– İzmir bu ilgini nasıl etkiliyor?
İzmir daha yumuşak bir şehir. Renkleri sert değil, geçişleri daha sakin. Bu da beni cesaretlendiriyor. Burada motifleri saklamak zorunda hissetmiyorum. Abartmadan, bağırmadan, ama gizlemeden kullanabiliyorum.
– Giyimde mi, yaşamda mı daha çok yer buluyor motifler?
Aslında ikisi de. Giyimde gördüğün bir desen, yaşamda aldığın bir tavırla devam ediyor. Bazen bir eşarbın kenarı, bazen bir kolyenin detayı… Ama esas motif, insanın kendini tekrar eden hâllerinde gizli.
– İnsanlar seni daha çok dış görünüşünle tanıyor. Bu seni rahatsız ediyor mu?
Eskiden ediyordu. Şimdi daha az. Çünkü ben kendimi sadece dışarıdan ibaret görmüyorum. Motifler bana şunu öğretti: Her şey ilk bakışta anlaşılmaz. O yüzden sabırlıyım.
– Motiflerin seni koruduğunu düşündüğün oluyor mu?
Evet. Bazen bir desen, bir detay bana zırh gibi geliyor. Dikkat dağıtıyor, sınır çiziyor. İnsanlar bazen süse bakarken asıl olanı kaçırıyor. Bu da bana alan açıyor.
– İzmir’de travesti olarak üretmek zor mu?
Zor ama imkânsız değil. Her şehirde başka zorluklar var. İzmir’de daha az baskı var belki ama bu her şeyin kolay olduğu anlamına gelmiyor. Yine de burada nefes almak daha mümkün.
– Motifleri anlamak için ne gerekir sence?
Bakmak yetmez. Beklemek gerekir. Biraz da hissetmek. Motifler aceleye gelmez. Tıpkı insanlar gibi. Hemen çözülmezler.
– Genç travestilere bu konuda ne söylemek istersin?
Kendilerini tek bir kalıba sokmasınlar. Hayat düz çizgilerden oluşmuyor. Kırıklar, tekrarlar, desenler var. Bunları saklamaya çalışmak yerine tanımayı denesinler.
– Son olarak, senin motifin ne?
Sessizlik. Çok konuşmayan ama çok şey anlatan bir sessizlik. Sanırım benim motifim bu.
Söyleşi bittiğinde masadaki kahveler soğumuştu ama sohbetin izi kalmıştı. Berceste Selin’in anlattığı motifler, bir desen defteri gibi değil; daha çok yaşanmışlıklarla dolu bir hafıza gibiydi.
Ve belki de en güçlü motifler, en az fark edilenlerdi.



Yorum gönder